Benim Adım....  

Posted by Seyir Defteri



Nerede,ne zaman ve nasıl doğduğumu bilmiyorum.Kimlerin anlık zevkinin istenmeyen ürünü olduğumu bilmiyorum. Bebekliğime ait bir fotoğrafım yok.Bana çocukluk anılarımı anlatacak kimseyi tanımadım.Belki de ben doğarken kayboldum ya da doğmadan önce öldüm.Bilmiyorum.
Benim adım Cenin.

Hafızamda geçmişime dair hiç bir anı yok.Okula ilk gittiğim günü,ilkokul öğretmenimi,öpüştüğüm ilk kızı ya da çocukluğumun geçtiği evi hatırlamıyorum.Gerçek adımı hatırlamıyorum.Kimliğimi çok eski yıllarda küçük bir çocuğa bıraktım.Hiç bir resmi kurumda ismimin geçtiği bir kayıt yok.
Benim adım Yaşar.

Çok düşündüm.Çok içtim.Az uyudum ve az yaşadım.Görebileceğim her şeyi gördüm,çok şey kazandım ve çok şey kaybettim.Yaşanacak her şey bittiğinde sıradaki hayatı bekledim.Ne gelen var ne de giden.Ben de kendi hayal evimde kurdum kendi hayatımı.Orada yaşadım.Orada yaşadım ve karıştırdım gerçekle hayali.İkisinden de vazgeçtim sonra.Kendimi yargıladım ve infaz ettim kendimi.
Benim adım Joseph K.

Hayatım boyunca her amacımı erteledim.Ertelediğim şeylerden vazgeçtim ve bir şeyleri ertelemeyi bıraktım daha sonra.Uyanmamak için uyumayı,uyumamak için yaşamayı erteledim.Bir şeyleri yakalamak için koşuşturmadım hiç bir zaman.Merhamet veya mucize de beklemedim.Vazgeçtim sadece.Ertelemekten vazgeçtim,yaşamaktan vazgeçtim,kendimden vazgeçtim.
Benim adım Kaygusuz Abdal.

Sevdiğim bir çok insanı kaybettim.Kader çevremdeki insanlardan özellikle en sevdiklerimi cımbızla seçip aldı elimden. Üzüldüm bir süre ve daha sonra başka insanları sevdim.İlk kaybettiklerime benzer insanları...Kimisinin gözleri,kimisinin gülüşü,kimisinin saçı,kimisinin adı,kimisinin ruhu...Her birinde kaybettiğim insanlardan bir şeyler buldum.Bulduklarımı kaybettikçe,insanlar da kayboldu ve vazgeçtim insanlardan.
Benim adım Freud.

Dünyayı bir oyuncağa çevirdim.Geçmişe tükürüp geleceği ezdim postallarımla.Ayak basmadığım yer kalmadı. Duvarlara,bedenime resimler çizdim.Kendi ordumu kurmak için bir sürü kadına tohumlarımı bıraktım.Ruhuma dokunmayan ruhlardan sabun yaptım.Şimdiyse ağlıyorum.Hepimiz için.Çünkü işe yaramadı.
Benim adım Hitler.

Defalarca öldüm,defalarca tekrar doğdum.Yıktığım krallıkların üzerine yenilerini kurdum.Kutsal tapınaklarımı yerle bir edip her defasında başkalarını yücelttim.Her doğuşumda daha fazla değiştim.Her defasında daha fazla korktum kendimden,sevdim, utandım,merhamet ettim.Ve her defasında sırtımdan bıçakladım kendimi.Sende mi dedim kendime,öyleyse düş bugün.
Benim adım Sezar,Benim adım Brütüs.

Ölümsüz hissettim kendimi.Geceleri hançerimle dolaştım caddelerde,bir kaç kişiyi öldürüp bir kaç kişiye tecavüz ettim.Üç gram kokain karşılığında kendime işkence ettirdim.Bayıldım sonra.Bebekliğimi gördüm rüyamda.Sabah uyandığımda bir gözüm ve aklım yoktu.Okyanus yıkadı beni.Kendi isteğimle akıl hastanesine girdim.Çıktım,hapse girdim.Çıktım,tekrar girdim.Umursamadım zamanı,mekanı.Yazdım,sadece yazdım.
Benim adım Marques De Sade.

Saklandım bir mağaraya,yalnızlığa saklandım ve unuttum susmayı.Yürüdüm sonra.Ayak kaslarım eriyinceye kadar yürüdüm ve bir okyanus buldum.Bomboş,kupkuru bir okyanus...Gözyaşlarımla doldurdum okyanusu ve içimdeki Tanrı'yı boğdum o okyanusta.Öldürdüm Tanrıyı.Pişman oldum sonra.Çünkü inanamadım hiç bir şeye,sığınamadım,yalvaramadım.Yalnızlığıma kaçtım.Cehennemi bekledim.
Benim adım Zerdüşt.

Çok insan tanıdım.Gelip geçti hepsi.Çoğunu yolda görsem tanımam artık.Kimisiniyse çoktan gömdüm toprağa.Onları da unuttum sonra.Doğanın kanunu gereği...Anladım toprağın önemini.Unutmak için gömüyoruz toprağa.Yoksa korkutuyor cesedi.Çürütüyor oksijen gözlerinin önünde artık nefes almayan dostunu,sevgilini.Toprak unutmamız için var.Giden her hangi bir şeyin göz önünde bulunmamasını sağlıyor.Anladım toprağı ve toprağa yaklaştım.Toprakla konuştum.Ben anlattım o dinledi,ben anlattım o dinledi...Bir gün o anlattı,ben sustum.Ve hala susuyorum.Susadıkça daha çok içiyorum topraktan.O bana karışıyor,ben ona...Toprak ben kokuyor.Ben toprak oluyorum,toprağa dönüyorum.
Benim adım Aşık Veysel.


Benim adım yok.Çünkü ben yokum.Hiç bir zaman olmadım.Bütün bildiklerimi kusarak boşlukta yer almaya çalışıyorum.Sizin içinizde veya aranızda değilim.Hiç bir zaman olamazdım.Linç edilirdim bütün dünya tarafından,en altta benim cesedim,üstümde insanlık olurdu.Çok sevdiğim toprak bile kusacaktı belki beni.Ben doğsaydım güneş batıdan doğacaktı.Ben doğsaydım gündüzle gecenin yeri değişecekti.Ben doğsaydım eğer cehennem Dünya'ya taşınacaktı.Ben doğmadım,yumurtaya giden sperm yarışında yer almadım ben.Doğmadım ben,bir düşünce bir duygu olarak var oldum.Bir fikir kadar ağırdım en fazla,iki sinir hücresi arasındaki boşluk kadar yer kapladım en çok.Ama gördüm sadece,duydum her şeyi.Milyonlarca kişinin ölümüne sebep olacak bombanın atılma emrini veren adamı gördüm.Kızının körpe etini satan anneyi gördüm.Bebeğini aldırmak için doktora yalvaran kadını gördüm.Çocuğuna tecavüz eden babayı gördüm.Emek sömüren takım elbiseli vampiri gördüm.Araba kiralar gibi kadın kiralayan insanlar gördüm.On yaşında evlendirilen çocuklar gördüm.Sokakta yaşayan küçük adamlar gördüm.Ruhunu azad eden vücutlar gördüm...Gördüm,gördüm ve gördüm.Ölümü gördüm,intiharı gördüm,yıkılışı gördüm,yalnızlığı gördüm.Gördüm ve doğmadım ben.Yokum bu yüzden,adım da yok.Çünkü ben sizim,ben hepinizim...

Benim adım Doğum...
Benim adım Ölüm...
Benim adım Dünya...
Benim adım Güneş...
Benim adım Umut...
Benim adım Hayat...
Benim adım Yalnızlık...
Benim adım İnsanlık...
Benim adım Adem...

Bir İntihar Panoroması  

Posted by Seyir Defteri

Bir saniye...İki saniye...Üç saniye...Dört saniye...28 yaşındaydı ve dört saniye önce ölmesi gerekirdi.Tanrı'nın ve kendisinin acınası hayatına biçtiği değer 28 yıldı.Vücudunun,ruhunun,varlığının dayanabileceği süreydi 28 yıl.İnebileceği en dibe indiği süreydi 28 yıl.Sahip olduğu her şeyi kaybedebileceği,deliliğin sınırlarını zorlayabileceği ve yenilgiyi kabullenebileceği süreydi 28 yıl.Ve tamamlanmıştı o 28 yıl.Aldığı her nefes,içine çektiği her damla oksijen onun için ayırtılmış olandan fazlasıydı artık.Yaşadığı her an için doğaya daha fazla borçlanıyor ve bu borcu ödemesi gerekiyordu.Ve ödeyecekti de....

Göz kapakları hiç olmadığı kadar ağırdı şimdi.Vücuduysa yorgun zeus heykeli gibiydi,hareketsiz ve bitkin...Ve ancak bir heykel kadar canlı,bir ceset kadar tazeydi kirli vücudu ama hala bir ruh vardı o kirli vücudun içinde.Damarlarından hala kan sızabiliyor ve hala acı çekebiliyordu.Ayağa kalkması gerekti bu yüzden.Bedenini hareket ettirebilmesi de yeterliydi,bir parmağını kıpırdatabilirdi ya da.Hiç olmazsa bir şeyler söylemeliydi.Bir acı belirtisi,küfür belki,belki çığlık atabilirdi...Olmadı ama,çıkarmak istediği tüm ses sadece kendi beyninde yankılandı.Ağlamak istedi,ağlayamadı.Tek bir damla gözyaşı sızdıramadı gözlerinden.Sahip olduğu bedeni,itaat etmesi gereken ruha karşı çıkıyordu ya da aldığı emirleri yerine getirebilecek kadar güçlü değildi artık.Oysa ki o beden sadece bir kaç saniye önce yok olmayı reddetmişti.

Düşünebilme yetisini tekrar kazanmaya başlıyordu.Ama hala bulanıktı her şey.Düşünebilmek tek başına bir işe yaramıyordu.Nerede bulunduğunu anlaması gerekti.'Cehennem mi yoksa?'.Hayır cehennem olamazdı.Hala aynı acıyı hissediyordu.Bir kaç saniye önceki acı,bir kaç gün önceki acı,bir kaç yıl önceki acı...Cehennem olamazdı.Cehennemden umduğu şey daha insaflısıydı.Bu yüzden gitmek istemişti oraya.Bir süre sonra görme yetisini de kazandı ve ilk gördüğü şey biraz önce yüksek dozda uyuşturucuyla birlikte vücuduna sapladığı boş bir şırıngaydı.Biraz önce kurtuluşunu barındırdığına inandığı şırınga şimdi tamamen boştu ve hiç bir hayatı kurtaracak gibi durmuyordu.Oysa ki kurtuluşu,damarlarında kanına kardeş bir şey olarak dolaşıyordu artık.

Hayattan bekleyebileceği en son şey olan ölümü kendi elleriyle alabilecek kadar cesurdu.Zamanı geldiğinde hakettiği ölüme sahip olacağını biliyordu ve zamanı gelmişti artık.Uzun bir süredir beklediği sonu olabilecek en zevkli biçimde elde etmek istiyordu.Belki de sadece bu yüzden şanslı sayılabilirdi.Hayat ona ölümünü bekleyebilme ve daha da önemlisi ölümünü seçebilme hakkı vermişti.Acı içinde geçen yaşamına zevk içinde nokta koymak istiyordu ve hayat ona uyuşturucudan daha zevkli bir şey sunmamıştı hiç bir zaman.Kendi cinayet planını hazırladı ve uygulamaya koydu.Bir şırınga dolusu eroini sol dirseğinin hemen altındaki damara sapladı.Denize dökülen nehir gibi boşaldı şırınga.İğnenin damara saplanışını hissedebilmişti.Gerisi...Gerisi ise sadece Azrail'e kalmıştı.

Ama başaramadı.Ölümünü sağlayabilecek kadar kusursuz bir plan hazırlayamamıştı.Bilincini yitirdi bir süre ancak tekrar kazandı.Bir kaç dakika içinde bir kaç kez durdu kalbi ancak tekrar ritim buldu.Öldü bir kaç kez ancak tekrar geldi Dünya'ya.Başaramadı.Kendi hayatının cellatı olmayı başaramadı.Hem katil hem maktül olmayı başaramadı.

Vücudu üstünde egemenlik kurmayı başarabilmişti sonunda.İki elini yüzeyindeki içki şişelerinden görünmeyecek hale gelmiş olan eski halıya bıraktı.Dizlerinin üstüne çöktü sonra ve ellerinden destek alarak yavaşça ayağa kalktı.Kulağında sağır edici,nereden geldiğini bilmediği bir gürültü vardı hala.Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.Neden hala nefes alıp verebildiğini bilmesi gerekti.Ellerini yanıbaşındaki sandalyeye koyup,kollarından destek alarak bıraktı vücudunu sandalyenin üstüne.Parmaklarını saçlarının arasında bırakıp başını geriye doğru yasladı ve gözlerini kapadı.Kulaklarındaki gürültü devam ediyordu hala.Olan biteni anlamıştı.Olan biten hiçbir şeyin olmayıp hiç bir şeyin bitmemiş olmasıydı.Başaramadığını anladı.Yıllardır hayalini kurduğu ölümü de elde edememişti.Kalan son hayaline bile kavuşmasına izin vermemişti hayat.Gözlerini açtı tekrar çünkü o gözlerden akması gereken gözyaşları vardı ve dizlerinin üstüne çöküp ağlamaya başladı.Hıçkıra hıçkıra,çığlık çığlığa...Yapabileceği en çirkin şekilde isyan etti.Acısını döktü gözyaşlarıyla,nefretini döktü,iyiliğini döktü,kötülüğünü döktü,umudunu döktü,hayal kırıklıklarını döktü...Yaşadığı her şey,hissettiği her duygu için bir damla gözyaşı akıttı.Kulağındaki gürültü ise hala devam ediyordu.

Belli belirsiz bir kelime döküldü sonra dudaklarından.'Sikeyim' dedi.Sonra daha hızlı,daha sert söyledi ve sonra daha da hızlı ve daha da sert.Art arda tekrarlamaya başladı aynı kelimeyi.'Sikeyim,sikeyim,sikeyim...'Bir kaç tekrardan sonra yaptığı eylemden etkilenecek nesneler koydu cümlelerinin içine ve nefretiyle sikti bildiği,bilmediği her şeyi.Nefretiyle sikti geçmişini.Geleceğini sikti sonra.Hayatına küfretti,ailesine küfretti,eski dostlarına küfretti,hayatına girdiği hayatlara küfretti,aşık olduğu kadına küfretti,doğmamış çocuklarına küfretti,yaşadığı şehre küfretti,yitirdiklerine,kazandıklarına küfretti,radyoda çalan şarkıya küfretti ve kendisine küfretti.Nefesi ve kelime dağarcığı bitene kadar devam etti küfretmeye.Boşalttı tüm nefretini.Kulaklarındaki gürültü devam ediyordu.

Çok küçük yaşlarda annesinin öğrettiği dualar geldi aklına ve 'istemem' diye bağırdı.'İstemem' dedi 'eksik olsun böyle adalet'.'Eksik olsun'dedi dualar.'Eksik olsun,inanmam' dedi,'böyle adalete böyle inanca',ve Tanrı'yı suçladı yaşadığı her acı için.Yıllardır yapmadığı duaların acısını Tanrı'ya sitem ederek çıkardı.'Beni niye hiç aramadın?' diyen yıllar sonra babasını görmüş bir çocuk gibi bağırdı Tanrı'ya.'İstemem' dedi 'inanmam böyle adalete,eksik olsun'dedi.'Her günümde cehennem azabı yaşamışken ben ve hala birileri bana cehennemde yanacağımdan söz ediyorsa istemem dedi'.'Eksik olsun cenneti de cehennemi de'.Tekrar başladı ağlamaya.'İstemem' dedi.'Eksik olsun' dedi.'İnanmam' dedi.İnandı oysa,istedi,arzuladı.Tanrı'ya ettiği her sitemde daha fazla arzuladı onu.Daha çok yaklaştı.İnanacak hiç bir şeyi kalmamıştı Tanrı'dan başka.Belki de yıllar sonra yaptığı ilk duaydı bu isyan.Ağladı,ağladı,ağladı.... Saatler geçti ama kulaklarındaki gürültü hala devam ediyordu.

Akıtacak gözyaşı kalmadığında başını ellerinin arasına alıp düşündü bir süre ve hayatının geri kalanında ne yapması gerektiğine karar verdi.Ademoğulları'na karşı intikam planını hazırlamıştı sonraki birkaç saat içinde.O anda anladı bir insanın neden ve nasıl kötü olabileceğini.Kurdu,tasarladı ve yazdı.Her şey hazırdı.Geriye ise sadece işin en eğlenceli kısmı kalmıştı.Oynamak.Doğaya olan borcu olan aldığı her bir nefesin karşılığını nefes alan bir canlıyı yok ederek ödeyecekti.Kulaklarındaki gürültü geçmişti artık.

Bir sigara yaktı ve balkona doğru yürüdü.Onbeş kat aşağıda delilercesine koşuşturan insanlara baktı.Bir kaç saat önce ölümden dönmüştü.Aşırı doz yüzünden.Oysa ki kendisini bu balkondan aşağıya bırakması yeterli olacaktı.Belki bir kaç saniye daha uzun sürecekti ama bitecekti.Umrunda değildi artık intihar.Ölüm düşüncesi hiç umrunda değildi.Artık bambaşka bir hedefi vardı ve yaşaması gerekiyordu.

Onbeş kat aşağıya baktı ve 'İnsanlık' dedi.'İnsanlık,seni hasta orospu çocuğu'.O gece kendi göbek bağını kesti ve yeniden doğdu.Sigarasından bir nefes daha çekti ve onbeş kat aşağıya bıraktı...