Yalnızlık Üzerine  

Posted by Seyir Defteri in

                                                                        Yalnızlık Üzerine -1-(Bu işte bir yalnızlık var)

                     İngilizce'de yalnızlık sözcüğünün iki farklı anlamını nitelendiren iki farklı kelime bulunmaktadır.Ve bu çekilmez insanların,çekilmez dillerinde gördüğüm ender güzelliklerden biridir bu durum.Birinci anlamdaki yalnızlık yani 'alone' olma durumu,sadece tek başına olma,tek bulunma gibi eylemleri nitelendirir.Duygulardan öte fiziki bir yalnızlığı simgeler bu yalnızlık.Ve kelimenin bu anlamında tek başına oturan bir insanla,o insanın oturduğu sandalyenin masa etrafındaki tek sandalye olması arasında hiç bir fark yoktur.Her ikisi de tamamen fiziki bir yalnızlıktır ve tek bir sandalye veya tek bir insanla yapılacak bir ekleme bu durumu tamamen ortadan kaldırabilir.                      
                     İkinci manadaki yalnızlık ise 'lonely' olma durumudur ve bu durum çok daha derin bir anlama sahiptir.Bu türden bir yalnızlıkta durum fiziksel olmaktan öte ruhsal ve duygusal anlamda bir yalnızlıktır.Bu durum insanın bir masada tek başına oturmasından ziyade,etrafındaki onca insana rağmen yalnız olduğunu hissetmesi ile ilgilidir ve asıl önemli olan insanın bir masada tek başına oturması değil,o masada tek başına oturmasına neden olan etkenlerdir.Ve bizim şu anda ve daha sonra da daha fazla üzerinde duracağımız yalnızlık durumu da tam olarak kelimenin 'lonely' anlamıdır.
                     İkinci anlamdaki yalnızlık durumunda her birimizin en az bir diğeri kadar yalnız olduğu gerçeği su götürmez bir gerçek olarak,tüm ciddiyetiyle karşımızda durmaktadır.Bazen evine kapanan bir şairin yalnızlığıdır bu yalnızlık,bazen bir otel odasında olsa da çalmayacak olan bir telefondan yoksun yaşayan,yaşlı bir adamın yalnızlığıdır.Bazen her gün yüzlerce insanla yüzyüze gelen bir memurun, bazense mezar gibi bir odada,çürümüş cesedinin  bulunacağı günü bekleyen dul  bir kadının yalnızlığıdır.Bazen her yanı eş-dostla çevrili olan bir insanın tek bir kişiye duyduğu özlemdir yalnızlık,bazense evine,anahtarsız,zili çalarak girmeyi düşleyen bir adamın çaresizliğidir.Evet; bazen çaresizliktir yalnızlık,bazense çaresizlikten kurtuluş için seçilen çıkış kapısıdır.Yalnzlık her yolda ve her kapıdadır.Yalnızlık hiç kimse ve herkes içindir.Ve herkes yalnızlığını bir şekilde gizlemeye çalışırken hiç kimse içine hapsettiği ve en sessiz saatlerinde yuvasından kurtulan kendi mavi kuşundan kaçamaz.Hepimiz biraz yalnızız aslında,hepimiz fazlasıyla yalnızız aslında.Ve asıl konu bu kadar fazla yalnızlığa sahipken her birimiz,ondan neden bu denli inat ve korkuyla kaçmamızdır.Neden bu kadar korkulur ki yalnızlıktan?...
                    Hep fazlasıyla dert yanmışken Ademoğulları yalnızlıktan, bazense yalnızlığa ihtiyaç duyar insan.Konuşabilmek için,düşünebilmek için ve hatta yaşayabilmek için yalnızlık lazımdır onlara.En sessiz saatlerinde konuşabilen ve en sessiz saatlerinde duyabilen insanladır onlar.Onlar kalabalıklar içinde sağır,dilsiz ve bütün kutsal düşüncelerden yoksundurlar.Onlar çoğunluğun içinde bir başına ve yalnız kaldıkları zamandan daha terk edilmiş durumdadırlar.Onlar sahip oldukları her varlığa ve hak ettikleri ya da gördükleri tüm değere rağmen,kendilerini her zaman yabanıl ve dışlanmış hissetmekten alıkoyamayacaklardır. Onlar sadece yalnızken her şeyi söyleyebilir ve bütün sebepleri döküp sayabilirler.Hiç bir şey gizli kalmaz ve utanç yoktur orada.Orada her şey çok daha sevimlidir o insan için.Daha çok katlanılabilirdir her şey.Ve yalnızlığa en çok katlanabilen insan,yalnızların en yalnızı ; Nietzsche der ki, ''Ey yalnızlık,ey yurdum yalnızlık...O kadar uzun süre yabanıl yaşadım ki yaban ellerde;gözyaşları içinde sana dönmemek mümkün değil,hadi de ki 'Kimdi o bir zamanlar bir fırtına gibi uzaklaşan benden?Kimdi ayrılırken şöyle seslenen -uzun süre oturdum yalnızlıkta,unuttum susmayı-' '' .Yalnızlık yeterince kötü bir şeydir ama asla en kötü şey olmamıştır.Çünkü; terk edilmişlik başka şeydir,yalnızlık başka...
                  Yalnızlık seçim de olsa ya da tek çıkış yolu da olsa,istense de istenmese de,sevilse de korkulsa da,paylaşılsa veya paylaşılmasa da,ineceğimiz son durak olarak her zaman beklemiştir yolun sonunda ve bizim de ineceğimiz ve hatta içinde bulunduğumuz durak da yalnızlığın ta kendisidir.Yalnızlığın ta kendisidir ansız bir ölüm ya da ansız bir terkediş.Yalnızlığın ta kendisidir ansızın yaşanmış bir hayat.
                  Peki yaşanmış ve yaşanacak her hayat için; bir ihtiyaç,bir zorunluluktan öte,kaderin ta kendisi olarak tüm sonsuzluğu ve ciddiyetiyle gözlerimizin önünde dururken yalnızlık,ondan bu derece korkmak da niye?Gelinen her yol yalnızlıktanken,,her yol oraya varıyorken ve çoğu kez tek başına yürünürken o yollarda,yürümekten ne diye korkar ki insan?Yanızlık insanın kendisine gidiş yoludur.Aşkla gidilir yalnızlığa,yaradılışla gidilir.Yalnızlığa gözyaşıyla gidilir.Ölümle gidilir,umutla gidilir.Ama gidilir.Bir gün veya her gün mutlaka gidilir.
                 Nerden çıktı bu konu,neden bu yazıyı yazdım,neden yalnızlık kelimesini bu kadar çok kullandım diye düşünürken,yanıbaşımda çalan şarkıya ilişti kulaklarım; ''Yalnızlık ömür boyu,ömür boyu yalnızlık''.Demiştim ya 'yalnızlık her yerde'........


                                                                                                                                             
                                                                                                                                                                                     
                                                                               

This entry was posted on 25 Temmuz 2011 Pazartesi at 09:32 and is filed under . You can follow any responses to this entry through the comments feed .

0 yorum

Yorum Gönder